TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to put a: | [fiil] talepleri eşit kılmak |
| to put a piece of plaster on a cut: | [fiil] bir kesiğe plaster yapıştırmak |
| to put a good face on one's actions: | [fiil] memnun olmadığı halde memnun görünmek |
| to put a wrong interpretation on sb's actions: | [fiil] birinin hareketlerini yanlış yorumlamak |
| to put a name down for membership: | [fiil] birini üyeliğe aday göstermek |
| to put a collar around an animal's neck: | [fiil] tasma takmak |
| to put a sattellite into orbit round the earth: | [fiil] bir uyduyu yeryüzünün çevresinde yörüngeye oturtmak |
| to put a check on production: | [fiil] üretimi frenlemek, imalatı kısmak, üretimi yavaşlatmak |
| to put a check on sth: | [fiil] frenlemek |
| to put a battery on charge: | [fiil] aküyü şarj etmek |
| to put a new face on the business: | [fiil] işe yeni bir cephe kazandırmak |