TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to relax: | [fiil] zayıflatmak, yumuşamak, dinlenmek, istirahat etmek, eğlenmek, gevşemek, gevşetmek, boşaltmak, salıvermek, yan gelip yatmak |
| to relax discipline: | [fiil] disiplini gevşetmek |
| to relax an hour: | [fiil] bir saat dinlenmek |
| to relax the controls: | [fiil] kontrolleri gevşetmek |
| to relax the monetary policy: | [fiil] para politikasını gevşetmek |
| to relax requirements: | [fiil] şartları hafifletmek |
| to relax (in) one's efforts: | [fiil] çabalarını gevşetmek |
| to relax one's efforts: | [fiil] çabalarını gevşetmek, çabalarını azaltmak |
| to relax restrictions: | [fiil] kayıtları gevşetmek |
| to relax one's tone: | [fiil] sesini yumuşatmak |
| to relax a blockade: | [fiil] bir ablukayı zayıflatmak, ablukayı gevşetmek |