TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to restrain: | [fiil] geri tutmak, yasaklamak, kısıtlamak, gem vurmak, gemlemek, bastırmak, sınırlamak, tutmak, zapt etmek |
| to restrain sb: | [fiil] geminıkısmak |
| to restrain powers: | [fiil] yetkileri kısmak |
| to restrain rights: | [fiil] hakları sınırlamak |
| to restrain trade: | [fiil] rekabeti sınırlamak, ticareti kısıtlamak |
| to restrain one's appetite: | [fiil] iştahını tutmak |
| to restrain an insane person: | [fiil] bir akıl hastasını zarar vermeyecek duruma getirmek |
| to restrain competition: | [fiil] rekabeti sınırlamak |
| to restrain oneself: | [fiil] kendini tutmak, sıkınmak |
| to restrain production: | [fiil] üretimi kısmak |
| to restrain sb's activities: | [fiil] birinin faaliyetlerini sınırlamak |