TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to ruin: | [fiil] yıkıp yok etmek, perişan etmek, iflas ettirmek, batırmak, iğfal etmek, harap etmek, bozmak, bozulmak, benzetmek, berbat etmek, altüst etmek, kasıp kavurmak, mahvetmek, telvis etmek, yazık etmek |
| to ruin the prestige of a country: | [fiil] bir ülkenin itibarını bozmak |
| to ruin sb's plans: | [fiil] birinin planlarını bozmak |
| to ruin others with a light heart: | [fiil] kılını kıpırdatmadan başkalarını harcamak |
| to ruin sth: | [fiil] maskara etmek |
| to ruin sb's prospects: | [fiil] birinin ümitlerini kırmak |
| to ruin sb's character: | [fiil] birinin itibarına leke sürmek |
| to ruin the crop: | [fiil] ekini mahvetmek |
| to ruin one's future: | [fiil] geleceğini mahvetmek |
| to ruin sb's good reputation: | [fiil] birinin itibarını bozmak |
| to ruin sb's honour: | [fiil] birinin şerefini beş paralık etmek |