TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
to run: | [fiil] çalıştırmak, koşmak, çabuk yürümek, kaçmak, işlemek, çalışmak, iletmek, kullanmak, yarışmak, adaylığını koymak, geçmek, uzanmak, gitmek, akmak, dökmek, dökülmek, yayılmak, (çorap) kaçmak, balık (göç etmek, yönelmek, devam etmek, (oyun) oynamak, geçirmek, (araba ile) taşımak, (kaçak eşya) kaçırmak, yönetmek, seri halinde yayınlamak, ödemeden önce hesabı kabartmak, idare etmek, geçmek, erimek, dökülmek, çalışmak, çalıştırmak, işletmek, çorabında kaçık olmak, koşmak, sürmek, süzülmek, zorlamak | |
to run to a doctor: | [fiil] doktora başvurmak | |
to run into bush problems: | [fiil] çetrefilli sorunlarla karşılaşmak | |
to run into bushy problems: | [fiil] çetrefilli sorunlarla karşılaşmak | |
to run off a first printing of 5,000 copies: | [fiil] ilk 5,000 nüsha basmak | |
to run off copies: | [fiil] kopya çıkarmak, çoğaltmak | |
to run off copies of a report: | [fiil] bir raporu çoğaltmak | |
to run rings around sb: | [fiil] birini kafese koymak | |
to run a business: | [fiil] ticarethane işletmek, iş yapmak, iş yönetmek | |
to run into thousands: | [fiil] binleri bulmak | |
to run up into thousands: | [fiil] binleri bulmak |