TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to search: | [fiil] araştırmak, yoklamak, bakmak, aramak, altıni üstüne getirmek, muayene etmek |
| to search and investigate: | [fiil] eşmek |
| to search a ship: | [fiil] bir gemiyi aramak |
| to search a criminal: | [fiil] bir suçluyu aramak, suçluyu aramak |
| to search a house: | [fiil] ev aramak, ev araması yapmak |
| to search a register: | [fiil] tapu sicilini incelemek |
| to search far and wide for missing child: | [fiil] kayıp çocuğu bulmak için bakılmadık yer bırakmamak |
| to search high and low for sth: | [fiil] birini bulmak için aramadık yer bırakmamak |
| to search old records: | [fiil] eski kayıtlarda aramak |
| to search one's desk: | [fiil] masasını aramak |
| to search one's heart: | [fiil] vicdanına sormak |