TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to settle down: | [fiil] (coşku) yatıştırmak, (piyasa) istikrar bulmak, yerleşmek, (hava) sükûnet bulmak, yatışmak, akılı başına gelmek, kökleşmek |
| to settle down to married life: | [fiil] evlenip oturmak |
| to settle down in business: | [fiil] işadamı olmak |
| to settle down in A: | [fiil] A'da yerleşmek |
| to settle down for good: | [fiil] temelli yerleşmek |
| to settle down in a locality: | [fiil] bir yerde yerleşmek |
| to settle down in a new place: | [fiil] yeni bir yere yerleşmek |
| to settle down in the practice of law: | [fiil] avukat olarak yerleşmek |
| to settle down to a new job: | [fiil] yeni bir işe girmek |
| to settle down to work: | [fiil] işe koyulmak |