TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to spend: | [fiil] israf etmek, har vurup harman savurmak, kuvvetini azaltmak, (zaman) geçirmek, harcamak, sarf etmek, tüketmek |
| to spend the summer in the mountains: | [fiil] yaylamak |
| to spend the winter abroad: | [fiil] kışı memleket dışında geçirmek |
| to spend time: | [fiil] zaman harcamak |
| to spend the evening (in a place: | [fiil] akşamlamak |
| to spend money lavishly: | [fiil] saçılmak |
| to spend on advertising: | [fiil] reklam için harcamak |
| to spend one's breath: | [fiil] nefesini harcamak |
| to spend one's estate in gaming: | [fiil] servetini kumarda yemek |
| to spend one's fortune: | [fiil] servetini har vurup harman savurmak |
| to spend one's leisure time: | [fiil] boş zamanını geçirmek |