TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to stay: | [fiil] kalmak, durmak, beklemek, alıkoymak, bırakmamak, salıvermemek, yaptırmamak, önlemek, doyurmak, ertelemek, dayanmak, yarışta direnmek, geçici olarak ikamet etmek, durdurmak, oturmak, payandalamak |
| to stay no longer than is absolutely necessary: | [fiil] gerektiğinden uzun kalmamak |
| to stay with friends: | [fiil] arkadaşlarla kalmak |
| to stay behind: | [fiil] arka da kalmak |
| to stay on the job: | [fiil] işinde kalmak, işinde kalmak |
| to stay on the beam: | [fiil] telsizde alış durumunda beklemek |
| to stay on the course: | [fiil] kurs izlemek |
| to stay one's hand: | [fiil] engellemek, durdurmak |
| to stay one jump ahead of sb: | [fiil] birinden bir hamle önde olmak |
| to stay only a few minutes: | [fiil] birkaç dakika kalmak |
| to stay back: | [fiil] dönmek |