TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to steal: | [fiil] yürütmek, gizlice yapmak, hırsızlık etmek, içine etmek, çırpmak, çalmak, aşırmak, anaforlamak, kaldırmak, kaynatmak, zula etmek |
| to steal one hundred million lira: | [fiil] yüz milyon lira vurmak |
| to steal a march upon sb: | [fiil] birine belli etmeden üstünlük kazanmak |
| to steal a ride: | [fiil] biletsiz yolculuk etmek |
| to steal into: | [fiil] içeri sızmak, gizlice girmek |
| to steal the show: | [fiil] oradakilerden daha başarılı olmak |
| to steal a competitor's market: | [fiil] bir rakibin pazarını elinden almak |
| to steal a march on sb: | [fiil] başkasından önce bir hedefe gizlice ulaşmak |
| to steal business at any price: | [fiil] ne pahasına olursa olsun iş koparmak |
| to steal electricity: | [fiil] kaçak elektrik kullanmak |
| to steal public property: | [fiil] kamu malını çalmak, kamu malıni çalmak |