TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to stop: | [fiil] alıkoymak, mola vermek, kalmak, stop etmek, fren yapmak, engellemek, durdurmak, durmak, durulmak, dinmek, kalınmak, kesilmek, kesmek, önlemek, tevkif etmek, tıkamak |
| to stop up: | [fiil] tıkamak |
| to stop a bill: | [fiil] bir hesabı kapatmak, senedi bloke etmek |
| to stop a car: | [fiil] otomobili durdurmak |
| to stop one's visits: | [fiil] ziyaretlerini kesmek |
| to stop one's ears: | [fiil] kulaklarını tıkamak |
| to stop a check (cheque , br): | [fiil] (US) bir çeki ödememek |
| to stop payment of a check (cheque , br): | [fiil] (US) bir çekin ödenmesini durdurmak |
| to stop talking: | [fiil] susmak |
| to stop (sb) from talking: | [fiil] ağız tıkamak |
| to stop supplies: | [fiil] ikmali durdurmak |