TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to substantiate: | [fiil] kanıtlamak, gerçekleştirmek, tevsik etmek |
| to substantiate a charge: | [fiil] bir suçlamayı kanıtlarla desteklemek, bir suçlamayı kanıtlamak |
| to substantiate a claim: | [fiil] bir iddiayı kanıtlamak |
| to substantiate a statement: | [fiil] bir beyanı kanıtlamak |
| to substantiate an action: | [fiil] bir davayı kanıtlamak |
| to substantiate claim: | [fiil] bir talebi doğrulamak |
| to substantiate one's opinion by facts: | [fiil] fikrini gerçeklerle desteklemek |
| to substantiate one's statement with documents: | [fiil] ifadesini belgelemek |