TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to suffer: | [fiil] başına kötü bir şey gelmek, zarar görmek, izin vermek, bırakmak, cezasını çekmek, ıstırap çekmek, eza çekmek, çekmek, cefa çekmek, tahammül etmek |
| to suffer from mental disorder: | [fiil] akıl hastası olmak |
| to suffer from the results of the war: | [fiil] savaş sonuçlarının acısını çekmek |
| to suffer internal injuries in an accident: | [fiil] kazada yer alan iç kanamaları olmak, kazada meydana gelen iç kanamaları olmak |
| to suffer severe injuries: | [fiil] ağır yaralanmak |
| to suffer loss of prestige: | [fiil] itibarını kaybetmek |
| to suffer the consequences (of an evil action: | [fiil] vebal altında kalmak |
| to suffer losses: | [fiil] telefat vermek |
| to suffer casualties: | [fiil] zayiat vermek |
| to suffer patiently: | [fiil] bağrına taş basmak |
| to suffer financial hardship: | [fiil] mali güçlük çekmek |