TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to trade: | [fiil] alışveriş yapmak, iş yapmak, mübadele etmek, ticaret yapmak |
| to trade seats with sb: | [fiil] biriyle yer değiştirmek |
| to trade bewteen london and new york: | [fiil] (gemi) Londra ile New York arasında gidip gelmek |
| to trade off: | [fiil] değiş tokuş ederek elden çıkarmak, takas yapmak, satmak, okutmak, pazarlıkla satmak |
| to trade in real-estate: | [fiil] emlak ticareti yapmak |
| to trade in real estate: | [fiil] emlak ticareti yapmak, emlakçilik yapmak |
| to trade (up) on sb's ignorance: | [fiil] birinin bilgisizliğinden yararlanmak |
| to trade upon other people's ignorance: | [fiil] başkalarının cehaletinden yararlanarak onları sömürmek, başkalarının cehalet inden yararlanarak onları sömürmek |
| to trade in: | [fiil] eskisiyle yeniyi fiyat farkıyla değiştirmek |
| to trade on: | [fiil] spekülasyon yapmak |
| to trade away: | [fiil] satıp savmak, düşük fiyatla elden çıkarmak |