TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to walk: | [fiil] yürümek, yürütmek, yürüyerek gitmek, yaya gitmek, davranmak, yavaş gezdirmek, hortlamak, adımla ölçmek, gezinmek, gezmek, dolaşmak |
| to walk on golden slippers: | [fiil] para içinde yüzmek |
| to walk the hospitals: | tıp öğrencisinin son sınıfta kliniklerde çalışması |
| to walk sb spanish: | [fiil] birinin yakasına yapışmak, (US) işten kovulmak |
| to walk up the road: | [fiil] yol boyunca yürümek |
| to walk back: | [fiil] fikrinden geri dönmek |
| to walk on eggshells: | [fiil] son derece dikkatlı davranmak |
| to walk away from sb: | [fiil] birine karşı rahat zafer elde etmek, kazadan ucuz kurtulmak |
| to walk in the middle of the road: | [fiil] şosenin ortasından yürümek |
| to walk on the inside of the pavement: | [fiil] kaldırımın iç tarafında yürümek |
| to walk around: | [fiil] tavaf etmek |