TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| to weigh: | [fiil] incelemek, ağırlığında olmak, ölçmek, tartmak |
| to weigh the pros and cons: | [fiil] iyi ve kötü yanlarını tartmak |
| to weigh the advantages against the disadvantages of: | [fiil] hesaplamak |
| to weigh up the consequences of an action: | [fiil] bir eylemin sonuçlarını tartmak |
| to weigh evidence: | [fiil] delili tartmak, delili değerlendirmek |
| to weigh accurately: | [fiil] doğru tartmak |
| to weigh with the judge: | [fiil] (delil) hâkimi etkilemek |
| to weigh in: | [fiil] boks maçından önce tartılmak, başlamak, yardım etmek, müdahale etmek, uçağa binmeden bagajı tartmak |
| to weigh on: | [fiil] kaygılandırmak, yük olmak |
| to weigh up: | [fiil] aklında ölçüp biçmek |
| to weigh anchor: | [fiil] vira etmek, demir almak |