TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| touch: | [isim] dokunuş, tuş, dokunma, temas, fırça darbesi, rötuş, zerre, üslup, iletişim, incelik, duyarlılık, iz, yaklaşım, işaret, deneme, taç [fut.], elim sende oyunu, yakalamaca, para sızdırma, yolunacak kaz |
| touch: | [fiil] dokunmak, ellemek, değmek, teğet geçmek, bitişik olmak, yetmek, kırmak, incitmek, etkilemek, para sızdırmak, temas etmek |
| touch: | Tuşe: 1. Vücut boşluklarının parmak veya el yardımıyla yoklanarak muayenesi (mesela vaginanın tuşesi gibi), dokunum, tactus; 2. Dokunma duyusu. |
| touch and go: | son dakikada yetişmek |
| touch at: | uğramak (limana) |
| touch down: | gol atmak (ragbi), konmak, yere inmek |
| touch me not: | kınaçiçeği |
| touch on: | değinmek |
| touch up: | yenilemek, canlandırmak, düzeltme yapmak, rötuş yapmak |
| touch sensitive: | dokunma duyarlı |
| touch of the century: | [isim] yüzyılın damgası |
| touch of the sun: | güneş çarpması, güneş yanığı |
| touch typewriting: | daktilo ile yazma |