TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| train: | [isim] kuyruk (elbise, kus, yildiz), tren, dizi, katar, sıra, maiyet, kafile, kervan |
| train: | [fiil] eğitmek, yetiştirmek, alıştırmak, terbiye etmek, antrenman yapmak, sürüklemek, nişan almak, doğrultmak (silah), alıştırma yapmak |
| train down: | rejim yapmak |
| train it: | trenle gitmek |
| train of unit impulses: | birim durtu katari |
| train connections: | [isim] tren bağlantıları |
| train station: | tren istasyonu |
| train of events: | olaylar dizisi |
| train indicator: | [isim] tren geliş-gidiş tablosu |
| train dispatcher: | tren güvenlik şefi, tren hareket memuru |
| train with well-dressed people: | nazik |
| train reservation: | tren rezervasyonu |