TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| tuck: | geminin kıç kuruzu, pli, yiyecek [brit.], börek [brit.], çörek [brit.], kambur çıkarma [spor.] |
| tuck: | [fiil] tıkmak, tıkıştırmak, tepmek, sokmak, kıvırmak, katlamak, sıkıştırmak, kıstırmak, kıvrılmak |
| tuck away: | tıka basa doldurmak, gizlemek, saklamak |
| tuck in: | tıkmak, sokmak, sokuvermek, içeri sokmak, sokuşturmak, kıvırmak, tıkınmak, tıka basa yemek, sarmak |
| tuck into: | iştahla yemek, zevkle yemek |
| tuck up: | kıvırmak, katlamak, sıvamak, sarmak, sarmalamak, kıvrılmak |
| tuck up one's legs: | ayaklarını toplamak, kıvrılmak |