TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
two: | iki | |
two: | [isim] ikili | |
two times two makes four: | iki kere iki dört eder | |
two hours of training every morning: | her sabah iki saat antreman | |
two bit: | ucuz, beş paralık, değersiz | |
two by two: | ikişer ikişer | |
two door: | tek kapılı | |
two cents worth: | (US) fikrini anlatma sırası, mangır, metelik | |
two at a time: | ikişer | |
two thirds rule: | (politika , US) üçte iki çoğunluk ilkesi | |
two thirds majority: | üçte iki çoğunluk | |
two years ago to the day: | tam iki yıl önceki bu gün |