TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ultra: | uç görüşlü kimse, radikal kimse |
| ultra: | [sıfat] ultra, aşırı, aşkın |
| ultra: | 'Aşırı, ötesinde' anlamında önek. |
| ultra: | Öteye, ötede, dışında, fevkinde, aşırı. |
| ultra high frequency: | pek yuksek siklik, UHF |
| ultra conservative: | aşırı tutucu |
| ultra vires: | (Lat) kuvvet veya yetkinin ötesinde, yasak |
| ultra vires act: | bir hükmi şahsın nizamnamesindeki belli amaç ve yetkilerini aşan fiil veya muamele, bir hükmi şahsın nizamnamesi ile belirli amaç ve yetkilerini aşan fiil veya muamele |
| ultra vires action: | yetkiyi aşma |
| ultra vires borrowing: | yetki ötesinde kredi |
| ultra vires transaction: | yetki dışı işlem |