TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
unforeseen: | [sıfat] beklenmedik, umulmadık | |
unforeseen circumstances: | [isim] beklenmedik durumlar | |
unforeseen events: | [isim] beklenmedik olaylar | |
unforeseen expenses: | [isim] öngörülmeyen masraflar | |
unforeseen event: | (medeni hukuk) beklenmedik durum, beklenmedik durum | |
unforeseen calamity: | beklenmedik facia | |
unforeseen concourse of circumstances: | yer alması beklenmeyen olayların bir araya gelmesi | |
unforeseen danger: | badire | |
unforeseen expenditure: | beklenmedik masraflar |