TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| uyuşturucu: | narcotic, anaesthetic [Brit.], anesthetic, anodyne, knockout, opiate, somniferous, stupefacient |
| uyuşturucu: | drug, narcotic, stuff, hop, junk, opiate |
| uyuşturucu almak: | use drugs, fix, up |
| uyuşturucu almış: | stoned, high, bombed |
| uyuşturucu bağımlılığı: | drug addiction, drug dependence, dope addiction, dope habit, narcotism |
| uyuşturucu satıcısı: | [isim] hook-up |
| uyuşturucu müptelası kişi: | hype |
| uyuşturucu almış birinin durumu: | drugged state |
| uyuşturucu maddenin etkisi altında: | stoned |
| uyuşturucu taciri: | [isim] drug trafficker, narcotics trafficker |
| uyuşturucu madde satıcısı: | peddler, pusher |
| uyuşturucu tüccarı: | doper |