TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| uzun süre: | long time, ages, long term, heaps of time, long, donkey's years |
| uzun süre devam eden intifa suretiyle bir hak elde etmek: | [fiil] to usucapt |
| uzun süre hayatta olup olmadığına dair hakkında hiçbir haber alınamadan kaybolan bir şahsın ölmüş olduğuna dair karine: | presumptive death |
| uzun süre beklemek: | have a long wait |
| uzun süre iktidarda kalmak: | have one's inning, have one's innings |
| uzun süre devam eden intifa suretiyle elde edilen bir hak: | usucaption |
| uzun süre elde kalan malların özel bir indirimle satılması: | clearance sale |
| uzun süre teferruat veya müştemilat olarak kullanılmak üzere teferruat vasfını ihraz eden asla bağlı ve tabi şey: | appendant right |
| uzun süre teferruat olarak kullanılmak suretiyle teferruat vasfını alan asla bağlı ve tabi şeyler: | appendant |
| uzun süre kayıt yapılmamış hesap: | dead account |