TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| vasiyet: | devise, testament, will, last will and testament |
| vasiyet yoluyla bırakılan mülk: | devise |
| vasiyet edenin belirtmeden bıraktığı bir iki ya da daha çok şey: | alternate legacy |
| vasiyet dışında kalan varlıklar olduğundan vasiyeti tenfiz memurunca tasarruf edilebilen değerler: | [isim] equitable assets |
| vasiyet altında bulunma: | pupilage |
| vasiyet altındaki çocukla ilgili: | pupilary, pupillary |
| vasiyet eden: | testator |
| vasiyet eden (kadın): | testatrix |
| vasiyet etmek: | will |
| vasiyet tenfiz memuru kadın: | executrix |
| vasiyet tenfiz memuru tayin etmek: | [fiil] to application an executor |