TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| walk: | [isim] yürüme, yürüyüş, gezinti, yol, yürüyüş yolu, yürünecek mesafe, yürünecek yer, devriye gezme, iş sahası, koyun çiftliği |
| walk: | [fiil] yürümek, yürüyerek gitmek, dolaşmak, gezdirmek, gezmek, adımlamak, adımla ölçmek, yürütmek, dolaştırmak, yürüyüşe çıkarmak, yürüterek yormak, eşlik etmek, taşımak (iterek) |
| walk: | 1. Yürümek; 2. Yürüyüş. |
| walk about: | gezdirmek, dolaşmak, gezinmek, dolaştırmak, kolaçan etmek |
| walk across the bridge: | köprüden geçmek |
| walk on: | yüzüstü bırakmak, terketmek |
| walk on air: | ayakları yere değmemek, sevinçten havalara uçmak, etekleri zil çalmak |
| walk on part: | önemsiz rol, figüranlık |
| walk up: | yaklaşmak, yanaşmak, sokak boyunca yürümek |
| walk up to: | yaklaşmak, yanaşmak, yanına gelmek |
| walk away: | terketmek, yürüyüp gitmek, geride bırakmak, uzaklaşmak |
| walk away from: | kolayca yenmek, rahatça kazanmak, daha hızlı koşmak |
| walk away with: | yürütmek, çalmak, alıp götürmek, kolayca kazanmak, ön plâna geçmek |