TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| wear: | [isim] giyinme, kullanma, elbise, giysi, eskime, yıpranma, aşınma, dayanma, dayanıklılık |
| wear: | [fiil] giymek, takmak, taşımak, dayanmak, takınmak, aşındırmak, yıpratmak, soldurmak, solmak, yıpranmamak, boca etmek, volta vurmak |
| wear: | aşınma |
| wear and tear: | zamanla eskime, kullanılarak aşınma, amortisman |
| wear away: | geçmek bilmemek, eskitmek, yıpratmak, tüketmek, zayıflatmak, eskimek, aşınmak, yıpranmak, solmak, azalmak, kalmamak, tükenmek |
| wear glasses: | gözlük takmak, gözlük kullanmak |
| wear out: | eskitmek, yormak, tüketmek, yorulmak, tükenmek, canı çıkmak, bitmek, eskimek, aşınmak, yıpranmak, canını çıkarmak |
| wear out one's welcome: | misafirliğin tadını kaçırmak |
| wear on: | geçmek bilmemek |
| wear off: | yavaş yavaş azalmak, eskitmek, aşındırmak, eskimek, aşınmak, yıpranmak, geçmek, hafiflemek |
| wear down: | devamlı ısrarla kırmak [fig.], yıpramak, eskitmek, yıpratmak, zayıflatmak, yenmek, yıpranmak, eskimek, aşınmak |
| wear into holes: | delinene kadar giymek |
| wear resistant: | aşınmaz |