TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
wilful: | [sıfat] kasıtlı, kasti, taammüden, inatçı, bildiğini okuyan | |
wilful deceit: | kasıtlı kandırma | |
wilful murder: | kasten adam öldürme, taammüden cinayet | |
wilful willful mischief: | kasten yapılan kötülük | |
wilful or wanton negligence: | kasıtlı ihmalkârlık | |
wilful homicide: | kasıtlı adam öldürme, taammüden adam öldürme | |
wilful neglect: | kasıtlı ihmal, (koca) karısının nafakasını kasıtlı olarak ihmal etme | |
wilful interference with the safety of others: | başkalarının güvenliğine kasten müdahale |