TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
with: | [edat] ile, birlikte, beraber, li | |
with a beard: | sakallı | |
with a beautiful voice: | bülbül gibi | |
with a crackling sound: | çıtır çıtır | |
with a grain of salt: | kuşku ile karşılamak, kuşkuyla, şüpheyle, inanmayarak | |
with a prescribed period: | öngörülmüş süre içinde | |
with kinds words: | güzellikle | |
with utmost precipitance: | büyük acele ile | |
with utmost probability: | pek muhtemelen | |
with utmost reluctance: | hiç istemeyerek | |
with your kind permission: | nazik müsaade nizle |