TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| within: | [isim] iç, iç kısım |
| within: | [zarf] içeri, içinde, içeriye, içeride, içeriden, içinden, için için |
| within: | [edat] içinde, zarfında, kapsamında, dahilinde |
| within the shortest possible time: | mümkün olan en kısa zamanda, mümkün olan en kısa zaman da |
| within the prescribed time limits: | belirli süreler içinde |
| within an ace of doing: | neredeyse, az kalsın |
| within an inch of: | pek yakın |
| within the walls: | bir şehrin içinde |
| within doors: | evde |
| within a resonable time: | makul süre içinde |
| within the requested time: | istenilen zaman da |
| within the limits of the powers conferred by this treaty: | işbu antlaşmanın verdiği yetkiler dahilinde |
| within narrow bounds: | dar sınırlar içinde |