TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| yıllık: | annual, etesian, sessional, yearly |
| yıllık: | yearly |
| yıllık: | almanac, annual, calendar, yearbook |
| yıllık ödeme yapılan kimse: | annuitant |
| yıllık ödenek: | annuity |
| yıllık gelir sigortası poliçesi sahibine yapılan ödemelerin sigorta tutarının yatırıldığı tahvil ve hisse senedi gelirlerine bağlı olarak değiştiği ya: | variable annuity |
| yıllık bilançonun sunulması: | presentation of the annual balance sheet |
| yıllık zarar: | annual loss |
| yıllık yağış miktarı: | annual precipitation |
| yıllık izin: | annual leave |
| yıllık izinleri ayrı ayrı zamanlara bölüştürmek: | [fiil] to stagger the annual holidays |
| yıllık faiz ya da son geri ödemenin sabit bir tutar olarak belirtilmediği ve bir endeksle ayarlanan tahvil: | purchasing-power bond |
| yıllık borç taksiti ve faizden oluşan tutar: | annual payment |