TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| yakışıksız: | ill assorted, in bad form, improper, incorrect, indecent, infra dig, unbecoming, uncalled for, unseemly, unsuitable, rude |
| yakışıksız bir davranışından dolayı özür dilemek: | [fiil] to purge one's contempt |
| yakışıksız davranış: | improved conduct, unbecoming conduct, misbehaviour |
| yakışıksız davranış davranma: | unbecoming conduct |
| yakışıksız davranışı için bir memuru şikâyet etmek: | [fiil] to report an employee for misconduct |
| yakışıksız muamele: | rough deal, indignity |
| yakışıksız nüfuz kullanma: | undue influence |
| yakışıksız ve biçimsiz: | hulking |