TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| yalnız: | alone, isolated, lone, lonely, lonesome, private, single, single handed, sole, solitary, solo, unaccompanied, unattended |
| yalnız: | alone, exclusively, just, merely, only, singly, solitarily, solo, on one's tod, by yourself |
| yalnız: | only |
| yalnız akıl ile algılanan şey: | thing in itself |
| yalnız başına: | alone, by himself, single handed |
| yalnız bir tek imzalı senet: | single-name paper |
| yalnız belirli sendika üyelerinin istihdam edildiği fabrika veya sınai ya da ticari işletme: | closed shop |
| yalnız belirli bir sendika üyelerinin istihdam edildiği bir fabrika veya sınai ya da ticari işletme: | closed shop |
| yalnız kalpler: | [isim] lonely hearts |
| yalnız tam ziyada ödeme yapılır koşulu: | total loss only |
| yalnız kalmak: | stand alone |
| yalnız kalmak istiyorum.: | I want to be alone. |
| yalnız kitaplardan öğrenilmiş bilgi: | letter learning |