TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
you: | sen, siz, sana, size, seni, sizi | |
you are a beauty: | çok çirkinsin | |
you are bothering me: | beni rahatsız ediyorsunuz. | |
you are kidding: | dalga geçmiyorsun | |
you are right: | siz haklısınız. | |
you ought to be ashamed of yourself: | ayıp utan ! utan, kendinden utanmalısın | |
you ought to have known better: | akılın neredeydi ? | |
you had better not: | hele | |
you had better go at once: | gitsen iyi olur | |
you mustn't miss (seeing) this film: | bu filmi kaçırmayın | |
you have a point: | haklısın |