TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
zayıf: | atonic, faint, fatless, feeble, feint, flaccid, flagging, frail, gaunt, gracile, invertebrate, lean, low, nerveless, pithless, puny, shaky, sinewless, slight, slim, small, spare, spent, thin, unmanly, weak, wishy-washy | |
zayıf: | bad mark | |
zayıf: | poor | |
zayıf at: | moke | |
zayıf bir ihtimal: | a fat chance | |
zayıf yön: | foible, weak point | |
zayıf bellek: | defective memory | |
zayıf piyasa (satma isteğinin satın alma isteğinden daha çok olduğu piyasa: | weak market | |
zayıf noktasına dokunmak: | [fiil] to touch the spot | |
zayıf ve korkak adam: | milksop | |
zayıf bir anda: | misguided moment | |
zayıf akım: | minute current | |
zayıf para (değeri düşme eğiliminde olan , konvertibl olmayan , az talebi olan para: | weak currency |